1823 yılında Sultan II. Mahmud ile Bezm-i alem Valide Sultan’ın oğlu olarak İstanbul da dünyaya geldi. Şehzadeliğinde iyi bir eğitim görüp Fransız dilini öğrendi. 1839 yılının temmuz ayında babası II. Mahmud’un ölümü üzerine ve Nizip de Osmanlı kuvvetlerinin Kavalalı Mehmed Ali Paşaya yenildiği sıra da tahta çıktı. Abdülmecid Kimdir Tahta çıktığında henüz 16 yaşındaydı. Erken yaşta tahta çıkan son Osmanlı padişahıdır. Son dört padişahında babasıdır. Sultan Abdülmecid de tıpkı babası II. Mahmud gibi yenilik taraftarı bir padişahtı. Sultan Abdülmecid Avrupalı Devletlerin Osmanlı Devletinin iç işlerine karışmasına engel olma, Kavalalı Mehmed Ali Paşa sorununu çözme de Avrupalı devletlerin desteğini sağlamak, Fransız Devrim’nin getirdiği düşüncelerin etkisini azaltarak devletin dağılmasını önlemek ve Gayri müslimleri devlete bağlamak düşüncesi ile Tanzimat Fermanını ilan etmişti.
Tanzimat Fermanı, Osmanlı tarihinde ki önemli dönüm noktalarından biridir. Çünkü bu fermanla din ve ırk ayrımı gözetmeksizin tüm Osmanlı tebaası kanun önünde eşit kabul edilmiş herkesin can, mal ve namusu kanunla koruma altına alınmıştı. Bu fermanla padişah kendi gücünün üstünde kanun gücünün olduğunu kabul ederek Kutsal Emanetler Odasında kanunlara uyacağına yemin etmişti. Askerlik belli bir süreyle sınırlandırılmış ve mahkemeler herkese açık hale getirilerek yargı olmadan kimsenin cezalandırılmamasına karar verilmişti. Öte yandan herkesten gelirine göre vergi toplanmasına karar verilmiş ve rüşvet ve adam kayırma gibi yüz kızartıcı suçların önü alınmaya çalışılmıştı Bazı Osmanlı tarihçileri Tanzimat Fermanını Osmanlı tarihi açısından bir utanç sayarak Osmanlının Batı kontrolü altına girdiğini Türk töresi ve İslam dini kurallarından uzaklaştığını ifade etmiştir. Bazı Osmanlı tarihçileri ise Tanzimat Fermanı padişahın yetkilerinde sınırlandırılma olmasını ve padişahın kanun gücünün üstünlüğünü kabul etmesini öne sürerek bu olayı olumlu karşılamışlardır.
Şahsiyeti
1840 yılında Osmanlı Devleti, İngiltere, Rusya, Prusya, Avusturya ve Mısır Hidivliği Londra da bir araya gelerek bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma ile Kavalalı Mehmed Ali Paşa 1833 yılında imzalanan Kütahya Anlaşması ile Osmanlı Devletinden valiliğini aldığı Suriye, Cidde, Girit ve Adanayı Osmanlı yönetimine bırakmak zorunda kaldı. Mısır Valiliği ise babadan oğula geçecek şekil de imtiyazlı bir eyalet statüsüne getirildi. Londra Anlaşmasının şartları Mehmed Ali Paşa tarafından hoş karşılanmayınca Osmanlı Devleti üzerine yeniden bir ordu gönderdi. Fakat gönderdiği ordu Beyrutta Osmanlı, İngiliz ve Avusturya kuvvetleri karşısında bozguna uğratılınca Mehmed Ali Paşa çaresiz kalarak Londra Anlaşmasının şartlarını kabul etmek zorunda kaldı. Böylelikle Osmanlı Devletini II. Mahmud döneminden beri uğraştıran Mısır Sorunu çözülmüş oldu.
Öte yandan 1841 yılında Osmanlı Devleti ile Rusya arasında imzalanmış olan Hünkar İskelesi Anlaşmasının süresi dolunca Londra da Osmanlı Devleti, İngiltere, Fransa, Rusya, Avusturya ve Prusya bir araya gelerek Londra Boğazlar Sözleşmesi imzalandı. Bu sözleşme ile boğazlar Osmanlı hakimiyetinde kalırken ticaret gemilerine açık savaş gemilerine kapalı bir duruma gelmiş savaş durumunda ise Osmanlı Devletinin istediği gibi davranması kararlaştırılmıştı. Bu sözleşme ile Rusya Osmanlı Devletinden kazandığı hakları kaybederken İngiltere ise Rusya’ya karşı güç kazanmıştır.
Kırım Savaşı (1853-1856) ve Sonrasında Yaşanan Gelişmeler
Fransa, Kudüs de yaşayan Katoliklerin haklarını korumak için Osmanlı Devletine müracaat edince Rusya da boş durmayarak Ortodoksların hamiliğini üstlenmek istedi. Bu olay Kutsal Yerler Sorunu olarak adlandırıldı. Osmanlı Devleti Rusya’nın talebini geri çevirince Rusya Osmanlı Devletine 1853 yılında savaş açtı. Eflak ve Boğdan’a Rusya asker çıkardı. ve aynı yıl Sinop ta bulunan Osmanlı donanmasını yaktı. Osmanlı Devleti üzerinde emelleri olan İngiltere, Fransa, Avusturya ve İtalyan Birliğini kurmak isteyen Piomente Krallığı da Osmanlı Devletinin yanında yer aldı. 1854 yılında savaş devam ederken Osmanlı Devleti ilk kez İngiltere den dış borç aldı.
İlerleyen zamanlar da da görüleceği üzere bu durum Osmanlı Devletini ekonomik açıdan sıkıntıya sokacak ve bu durum cumhuriyet döneminde çok partili hayata geçişin ilk yıllarına kadar devam edecektir. Kırım Savaşında Osmanlı Devleti haberleşme alanında önemli bir gelişme kat ederek telgrafı ilk kez kullanmış ve savaş bittikten sonra imparatorluğun her yerine döşetilmeye başlanacaktır. Osmanlı Devleti Müttefikleri ile birlikte Sivastopol’u kuşatınca Rusya barış istemek zorunda kalmıştı ve 1856 yılında Paris Anlaşması imzalanarak savaşa son verilmişti.
Kırım Savaşı Sonrasında Yaşanan Gelişmeler
Paris Anlaşması ile Rusya Karadeniz kıyısında tersane ve donanma bulundurmamayı kabul ederken Osmanlı Devleti de Avrupa devleti kabul edilmiş ve toprak bütünlüğü Avrupalı devletlerin garantisi altına alınmıştı. Kırım Savaşında Osmanlı Devletine yardım eden İngiltere ve Fransa Osmanlı Devletinden Gayrımüslimlere bir takım ayrıcalıklar verilmesini isteyince Osmanlı Devleti bunu iç işlerine müdahale olarak gördü ve iç işlerine karışılmaması için biraz da İngiltere ve Fransa’nın zoru ile Islahat Fermanını ilan etmek zorunda kalmıştı. Islahat Fermanının uygulanması konusunda devletin iç işlerine müdahale edilmemesi için Paris Anlaşmasına böyle bir madde eklenmişti.
Islahat Fermanı ile Gayrimüslimlerde alınan cizye vergisi kaldırılmış, iltizam usulüne son verilmiş, herkese özel mülk edinme , banka ve şirket kurma hakkı tanınmış hukuk alanında düzenlemeler yapılmış, Gayri müslimlere askerlik yapma ve devlet memuru olma hakkı tanınmıştı. Islahat Fermanı her ne kadar Osmanlı Devletinin iç işlerine karışılmaması için alınmış bir önlem olarak görünse de Müslüman olan tebaa bu durumdan hoşnut olmamış hatta Gayri müslimler Müslümanlardan ayrıcalıklı hale gelmişti. Askerliğin zorlu şartlarını gören Gayri müslimler de Osmanlı devletine nakdi bedel ödeyerek askerlikten muaf olmuşlardı.
Kırım Savaşından sonra Cidde, Hersek ve Suriye gibi çeşitli yerler de 1858 yılı ve sonrasında bir çok ayaklanma baş göstermiş ve bu olaylar devleti sıkıntıya sokmuştu.
Yaptığı Yenilikler
- Nizamiye mahkemeleri kuruldu.
- Demiryolu yapma çalışmalarına başlandı.
- Darul Fünun açıldı
- İlk Osmanlı bankası olan Bankı Dersadet kuruldu.
- Askerlik süresi sınırlandırıldı.
- Jandarma Teşkilatı kuruldu
- Polis Teşkilatı kuruldu.
- Kaime adıyla ilk kağıt para basıldı.
- Mülkiye Mektebi açıldı.
- Kız Rüştiyeleri açıldı.
- Darul Muallim açıldı.
- Vilayet Nizamnamesi hazırlanarak idari birimler de değişiklikler yapıldı.
Ölümü
Babası II. Mahmud gibi verem hastalığına yakalanan Sultan Abdülmecid 39 yaşındayken Ihlamur Kasrında vefat etmiş ve cenazesi Sultan Abdülmecid Türbesine defnedilmiştir.
Kişiliği
Sultan Abdülmecid yenilikçi bir padişahtı. Şehzadeliğinde iyi bir eğitim almış ve padişahlığı sırasında batı tarzı yenlikler yaparak devleti ayakta tutmaya çalışmıştır. Ayrıca Sultan Abdülmecid’in zevk-ü sefa hayatı yaşayan ve kadın düşkünü bir padişah olduğunu rivayet eden çevreler ve yazarlar da olmuştur. Bu iddia halen tartışılmaktadır.
Eşleri
- Şevkefza Valide Sultan
- Servetsezâ Kadın efendi
- Tirimüjgan Kadın efendi
- Gülcemal Kadın efendi
- Verdicanan Kadın efendi
- Düzdidil Kadın efendi
- Mahitab Kadın efendi
- Ceylânyar Hanım
- Bezmiara Kadın efendi
- Rahime Perestu Valide Sultan
- Nalândil Hanım
- Serfiraz Hanım
- Navekmisal Hanım
- Gülüstü Hanım
- Nergis Hanım
- Yıldız Hanımefendi
- Şayeste Hanım
- Nükhetsezâ Hanım
- Hüsn-i Cenan Hanımefendi
- Saf-derun Hanımefendi
Çocukları
- V. Murad
- II. Abdülhamid
- V. Mehmed Reşad
- Şehzade Ahmed Kemaleddin Efendi
- Şehzade Mehmed Burhaneddin Efendi
- Şehzade Ahmed Nureddin Efendi
- Şehzade Süleyman Selim Efendi
- VI. Mehmed Vahdettin
- Fatma Sultan
- Refia Sultan
- Behice Sultan
- Cemile Sultan
- Seniha Sultan
- Naile Sultan
- Mediha Sultan
- Münire Sultan
- Samiye Sultan
- Bedia Sultan
- Sabiha Sultan
- Aliye Sultan
- Şehime Sultan
- Mühibe Sultan
- Fehime Sultan
- Yani sultan
- Mukbile Sultan
- Behiye Sultan
- Zekiye Sultan
- Nazime Sultan
- Neyyire Sultan
Sultan Abdülmecid’in erkek evlatlarının sayısının 38 veya 41 olduğuna dair rivayetler de vardır. Bunun yanında bir rivayete göre haremden kovulan bir cariyenin kovulduktan sonra hamile olduğu anlaşılmış ancak doğan erkek çocuğun saray da doğmadığı için şehzade kabul edilmediği bunun yanında Osmanlı ordusunda kendisine bir rütbe verilerek görev yaptığı söylenir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Konu hakkında bir yorum yap